17 Temmuz 2013 Çarşamba

MUHAFAZAKÂRLIK: GAMSIZ AHLAK

Yüzde 76 zihinsel engelli raporu olan 16 yaşında bir çocuk 44 gün boyunca 3 şerefsiz tarafından alıkonularak tecavüze uğradı. Şerefsizler mahkemece salıverildi, toplum içindeler...

14 ve 17 yaşındaki iki kardeşin uzun bir süre şehrin kerli ferlilerinden birinin tecavüzüne uğradığı ortaya çıktı. O şerefsizin de tutuklu olmasına lüzum görülmedi...

Sokakta gördüğünde dini bütün olduğuna kimsenin şüphesi olmayan ilmihal hocasının sadece bir öğrenciye tecavüz etmekle yetinmediği ortaya çıktı ki, hikmetinden sual olunmayan karara göre davası gizli. Kapalı oturum hukuku uygulanacak kendisine...

14 yaşında zihinsel engelli bir çocuğa 2 yıl boyunca tecavüz eden ve suçüstü yapılan bir şeref yoksunu mahkeme sonunda beraat etti...

Güzel ülkemde, aziz milletin gözü önünde sadece Haziran 2013'te 15 kadın öldürüldü, 16 çocuğa tecavüz edildi, 18 kadın tacize uğradı...

* * *

Delilleri şüpheli, olmamış darbeden ötürü "kaçma şüphesi var" diye kaç insan yıllardır tutuklu? Beş yıldır yatan var, altı yıldır yatan var. Afganistan'dan kalkıp ifade vermeye gelen var, "kaçma şüphesi var" diye içeri atılan, içeride ölen...

Bu darbe ve benzeri davalarda savcılığa soyunan Başbakanından emrindeki siyasetçisine, bilim adamından gazetecisine ve onları sevmeye gönüllü vatandaşına kadar herkes, olay Gezi ile ilgili kafasına sıkılan insanların davalarına, tecavüze uğrayan masum ve savunmasız insanların davalarına gelince ağızlarını "bağımsız mahkemeler"den açıp hakkın yerini bulacağıyla kapatıyorlar...

Diyelim ki hakimlerin yapacağı birşey yok, yasaları uyguluyorlar. Peki Cumhuriyet tarihinin %12'lik dilimini tek başına yöneten, istediğinde adamlarını kurtarmak için bir gecede yasa çıkaran Hükümetin Parlamentosu 11 yıldır düzeltemiyor mu bu durumu? Hem bu Hükümet zamanında birçok şey yasaya da gerek kalmadan fiili durumla halledilmiyor mu?

Görüyoruz ki her şeyimiz yalan. Milletin egemenliğinden anladığımız yasalarımızın meşruiyet kaynağı değil, oy verenlerin oranı ve seçmen ikisi arasındaki farkı bilmeden egemenliğinin ne kadar da paha biçilemez olduğunu zannediyor. Yasamamız yalan, bir insanın iki dudağının arasında. Yürütmemiz Yasamaya gerek kalmadan fiili durumlarla yürütüyor işlerini. Yargımız bağımsız mı değil mi artık tartışılmıyor bile, herkes o kadar kanıksamış ki durumu…

* * *

Dini bütün bir şerefsiz twit attı: Ramazanda içki içenlerin zihniyeti "madem Allah var, Afrika'dakiler niye aç?" zihniyetiyle aynı. Bunları imana getirene kadar (...) lazım...

Birçok ateist arkadaşım var, böyle küfrettiklerini duymadım... Birçok komünist arkadaşım var, onlardan da duymadım. Bu küfrü eden, türüne bilimin karar vermekte zorlanacağı bir varlık olsa gerek. Yüksek ihtimal milletin ne olduğunu bilmeden milliyetçi, muhafazakârlığı sapıklık derecesinde muhafazakâr bir varlık.

Herşeyi geçtim, sadece tecavüz olaylarında tavrı ortada iken, Mısır’da darbe oldu diye yeri göğü inleten, Ortadoğu’ya vü dahi bütün dünyaya ecdadı kıvamında adalet getireceğini iddia edenlere iman derecesinde bağlı muhafazakâr demokratların ülkesinde, belki de mahallesinde yaşanan tecavüze seyirci kalan, adaletsizliğin hiçbir türüne itiraz etmeyen eyvallahçı muhafazakârdan tiksiniyorum.

Sorgusuz iman etmeyle sorgusuz itaat etme arasında hem yeryüzü hem de uhrevi cennet bekleyen muhafazakârların cehaletini geçtim artık. Cahil adam konuşmuyorsa onun için en büyük mutluluktur cehalet, mutluluğunun devamını dilerim. Ama konuştukça etrafa pisliğini bulaştıran muhafazakârdan illallah artık. Konuştukça adalet yerine putunu yüceltenden illallah.

Bugün ülkemde muhafazakârlık, Murat Menteş’in belki başka bir bağlamda söylediği şekliyle “fazla edepli, tümden ahlaksız”lığın adıdır artık…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder