12 Temmuz 2013 Cuma

HELAL GIDA NEREYE BÖYLE


Helal Gıda diye bir kavram var birkaç yıldır. Devlet bununla ilgili resmi belge veriyor firmalara, markalara. Latin harfleriyle, İngilizcedeki yazım şekliyle, ama Arapça "Halal Gıda" adıyla marketler zinciri kuran bile var. (İngilizce Omar yazıyor ya hani, Arabistan ile hatırlayamadığım bir ülkenin maçında spikerimiz "Omar, Omaar, Omaaar" diye bağırıyor; yanında da Ömer Üründül "Omar çok iyi şut çekti" diye yorum yapıyor, iyi mi?)

Peki ne kastediliyor "helal gıda" derken? Dini bir kavram değil mi helal? Eğer öyle ise niye devlet böyle bir belge veriyor? Dini kurallara göre yönetilen bir ülke olduk da haberimiz mi yok? Ayrıca dini kurallara göre yönetiliyorsak, bu helal haram işinde Kur'an'ı aşıp görüş bildiren o kadar çok farklı grup, düşünce var ki. İçtihadı kim yapıyor? Bu belge verme işi ne zaman TSE'den alınıp doğrudan Diyanet İşlerine devredilecek?..

Helal gıdanın ne olduğuyla ilgili önemli bir yazıdan: "O halde bugün helal gıda dendiği zaman hayvanî, nebatî ve cemâdât bütün çeşitleri ile yiyeceklerde mesele çift boyutu ile ele alınmak zorundadır. Buna göre helal gıda, bizzat Şari tarafından haram kılınmayan, (eşyada asıl olan ibahadır prensibi burada hatırlanmalıdır), özellikle hayvanî gıdalarda belirlenen şer’i usule göre kesimi yapılan ve ilmi verilere dayanarak sağlığa kısa veya uzun vadede, geçici ya da kalıcı zarar veren her türlü unsurdan arındırılmış, temiz ve faydalı olan gıdadır." (Ahmet Kurucan, Zaman Gazetesi, 18 Nisan 2013).

Tamam da mübarekler; devlet bazı markalara böyle bir belge vermezden önce "haram gıda" mı yiyorduk? Kastedilen sağlığa zararlı olmayan, kurallara göre üretilmiş ürünse neden Sağlık Bakanlığı ve de Tarım Bakanlığı işbirliğinde ya da bilmem nereyi katarlarsa artık, bir "uygun"luk kaşesi veya belgesi değil de "helal gıda"?
* * *
Bir zamanlar İslamcılar içinde "Et Yemezler" diye bir grup vardı. Elbette et yiyorlardı, ama marketten, kasaptan alıp da yemiyorlardı. Bir hayvanın etini yemeleri için kendi içlerinden birilerinin kestiği bir hayvan olması gerekiyordu. İddialarına göre mezbahanelerde kesilen hayvanlar Allah'ın adı anılmadan kesiliyordu. "Üzerine Allah'ın adı anılmadan kesilen hayvanlardan yemeyin" ayeti gereğince de bu hayvanlar yenmemeliydi. Ayetin aslında öncesiyle sonrasıyla ne anlattığını geçiyorum, tartışmalı bir konu...
* * *
Ekim 2011'de İstanbul ve Ankara'da, ayrı ayrı kuruluşlar birtakım etkinlikler gerçekleştirdi. İstanbul, 2. Helal ve Sağlıklı Ürünler Fuarı, 4. Helal ve Sağlıklı Ürünler Konferansı ve 9. WHC (Dünya Helal Konseyi) Kongresi, Ankara ise 1. Uluslararası Helal Kongresi'ne ev sahipliği yaptı. Bu Kongrelerde ilginç kararlar da alındı. Mesela Ankara'da yapılan Helal Kongresinde önemli bir fetva verildi. İçinde büyükbaş hayvanların yanısıra domuz jelatini de bulunduğu gerekçesiyle şampuanın "haram" olduğuna karar verildi... Helal belgesi almış ruj firması var mı bilmiyorum. Çünkü devletin tepesinde birçok insanın eşi parlak rujlarla geziyor. Geçelim...
* * *
Efendim, bu helal gıda meselesinde önemli noktalardan biri İslam ülkelerine ihraç meselesi imiş. Tamam, para gelmesi güzel, belki cari açığın kapanmasına biraz katkısı olur. Amma ve lakin insanın kafası karışıyor haliyle:

1. İslam ülkelerinden (özellikle Arap ülkelerinden) gelen binlerce zengin turist son derece lüks gâvur otellerinde konaklıyorlar ülkemizde. O oteller "helal gıda" belgesine sahip mi ki oralarda kalıyorlar, yiyip içiyorlar? Mesela, ülkemizden Avrupa ve Amerika'ya giden vatandaşlarımız bakıyor mu gıdaların "helal" belgesi var mı yok mu diye?

2. İslam ülkelerinin dış ticareti İslam ülkeleriyle yaptıklarından mı ibaret? Sadece birbirlerine mi mal alıp veriyorlar? Eğer gâvur ülkelerden de mal alıyorlarsa onların "helal gıda" sertifikası var mı?

3. Amerikan Cargill ve Ülker ortaklığıyla üretilen ve doktorlar tarafından kanserojen kabul edilen Nişasta Bazlı Şeker (kimyasallarla şekere dönüştürülmüş mısır) "helal" midir? Buna doktorlar mı, kimyagerler mi, ilahiyatçılar mı, kısaca kim karar verecek? Ya "helal değil" derlerse? Çünkü Hükümet bunların kotasını artırdıkça artırıyor; sabah akşam bunların ürünlerinden yiyoruz. Helal değilse, öbür dünyada bize gelecek cezalar Hükümetin hesabına geçirilecek mi?

4. İthal gıdaları yemesek, mesela 340 milyar dolara çıkmış cari açığın en azından gıda ile ilgili kısımlarına, "malınız harammış" deyip rest çeksek ayıp olur mu? Ayıptan öte caiz midir?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder