Helal Gıda diye bir
kavram var birkaç yıldır. Devlet bununla ilgili resmi belge veriyor firmalara,
markalara. Latin harfleriyle, İngilizcedeki yazım şekliyle, ama Arapça
"Halal Gıda" adıyla marketler zinciri kuran bile var. (İngilizce Omar
yazıyor ya hani, Arabistan ile hatırlayamadığım bir ülkenin maçında spikerimiz
"Omar, Omaar, Omaaar" diye bağırıyor; yanında da Ömer Üründül "Omar
çok iyi şut çekti" diye yorum yapıyor, iyi mi?)
Peki ne
kastediliyor "helal gıda" derken? Dini bir kavram değil mi helal?
Eğer öyle ise niye devlet böyle bir belge veriyor? Dini kurallara göre
yönetilen bir ülke olduk da haberimiz mi yok? Ayrıca dini kurallara göre
yönetiliyorsak, bu helal haram işinde Kur'an'ı aşıp görüş bildiren o kadar çok
farklı grup, düşünce var ki. İçtihadı kim yapıyor? Bu belge verme işi ne zaman TSE'den
alınıp doğrudan Diyanet İşlerine devredilecek?..
Helal gıdanın ne
olduğuyla ilgili önemli bir yazıdan: "O
halde bugün helal gıda dendiği zaman hayvanî, nebatî ve cemâdât bütün çeşitleri
ile yiyeceklerde mesele çift boyutu ile ele alınmak zorundadır. Buna göre helal
gıda, bizzat Şari tarafından haram kılınmayan, (eşyada asıl olan ibahadır
prensibi burada hatırlanmalıdır), özellikle hayvanî gıdalarda belirlenen şer’i
usule göre kesimi yapılan ve ilmi verilere dayanarak sağlığa kısa veya uzun
vadede, geçici ya da kalıcı zarar veren her türlü unsurdan arındırılmış, temiz
ve faydalı olan gıdadır." (Ahmet Kurucan, Zaman Gazetesi, 18 Nisan
2013).
Tamam da
mübarekler; devlet bazı markalara böyle bir belge vermezden önce "haram
gıda" mı yiyorduk? Kastedilen sağlığa zararlı olmayan, kurallara göre
üretilmiş ürünse neden Sağlık Bakanlığı ve de Tarım Bakanlığı işbirliğinde ya
da bilmem nereyi katarlarsa artık, bir "uygun"luk kaşesi veya belgesi
değil de "helal gıda"?
* * *
Bir zamanlar
İslamcılar içinde "Et Yemezler" diye bir grup vardı. Elbette et
yiyorlardı, ama marketten, kasaptan alıp da yemiyorlardı. Bir hayvanın etini
yemeleri için kendi içlerinden birilerinin kestiği bir hayvan olması
gerekiyordu. İddialarına göre mezbahanelerde kesilen hayvanlar Allah'ın adı
anılmadan kesiliyordu. "Üzerine Allah'ın adı anılmadan kesilen
hayvanlardan yemeyin" ayeti gereğince de bu hayvanlar yenmemeliydi. Ayetin
aslında öncesiyle sonrasıyla ne anlattığını geçiyorum, tartışmalı bir konu...
* * *
Ekim 2011'de
İstanbul ve Ankara'da, ayrı ayrı kuruluşlar birtakım etkinlikler gerçekleştirdi.
İstanbul, 2. Helal ve Sağlıklı Ürünler
Fuarı, 4. Helal ve Sağlıklı Ürünler
Konferansı ve 9. WHC (Dünya Helal
Konseyi) Kongresi, Ankara ise 1.
Uluslararası Helal Kongresi'ne ev sahipliği yaptı. Bu Kongrelerde ilginç
kararlar da alındı. Mesela Ankara'da yapılan Helal Kongresinde önemli bir fetva
verildi. İçinde büyükbaş hayvanların yanısıra domuz jelatini de bulunduğu
gerekçesiyle şampuanın "haram" olduğuna karar verildi... Helal
belgesi almış ruj firması var mı bilmiyorum. Çünkü devletin tepesinde birçok
insanın eşi parlak rujlarla geziyor. Geçelim...
* * *
Efendim, bu helal
gıda meselesinde önemli noktalardan biri İslam ülkelerine ihraç meselesi imiş.
Tamam, para gelmesi güzel, belki cari açığın kapanmasına biraz katkısı olur.
Amma ve lakin insanın kafası karışıyor haliyle:
1. İslam
ülkelerinden (özellikle Arap ülkelerinden) gelen binlerce zengin turist son
derece lüks gâvur otellerinde konaklıyorlar ülkemizde. O oteller "helal
gıda" belgesine sahip mi ki oralarda kalıyorlar, yiyip içiyorlar? Mesela,
ülkemizden Avrupa ve Amerika'ya giden vatandaşlarımız bakıyor mu gıdaların
"helal" belgesi var mı yok mu diye?
2. İslam
ülkelerinin dış ticareti İslam ülkeleriyle yaptıklarından mı ibaret? Sadece
birbirlerine mi mal alıp veriyorlar? Eğer gâvur ülkelerden de mal alıyorlarsa
onların "helal gıda" sertifikası var mı?
3. Amerikan
Cargill ve Ülker ortaklığıyla üretilen ve doktorlar tarafından kanserojen kabul
edilen Nişasta Bazlı Şeker (kimyasallarla şekere dönüştürülmüş mısır)
"helal" midir? Buna doktorlar mı, kimyagerler mi, ilahiyatçılar mı,
kısaca kim karar verecek? Ya "helal değil" derlerse? Çünkü Hükümet
bunların kotasını artırdıkça artırıyor; sabah akşam bunların ürünlerinden
yiyoruz. Helal değilse, öbür dünyada bize gelecek cezalar Hükümetin hesabına
geçirilecek mi?
4. İthal gıdaları
yemesek, mesela 340 milyar dolara çıkmış cari açığın en azından gıda ile ilgili
kısımlarına, "malınız harammış" deyip rest çeksek ayıp olur mu?
Ayıptan öte caiz midir?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder