Sanrı
şu: Adına "Kürdistan" dedikleri, şu an Türkiye Cumhuriyeti Devletinin
Doğu ve Güneydoğusu Türkler tarafından Kürtlerin elinden alınmıştır! Kürtlere
de zulmedilmiştir. Aponun kitabından: "Kürt isyanları Kürdistan’ın Kürtlere vatan
olarak kalmaması için acımasızca ezildi." Vatan?..
Türkler
1453'te İstanbul'u Doğu Roma'nın elinden almıştır. Sonucunda da orası artık bir
Türk yurdu olmuştur. Bu, bütün tarihçilerin kaydettiği bir olaydır. Dolayısıyla
yukarıda "almıştır" diye biten tarihsel önermeyi yanlışlayacak hiçbir
aykırı durum söz konusu değildir.
Peki
Türkler hangi tarihte, hangi savaş veya savaşlarla "Kürdistan'ı"
Kürtlerin elinden almıştır? Kim bir tarih ve savaş ismi verebilir?
Türkler,
Doğu ve Güneydoğu Anadolu'yu Ermeni, Gürcü prensliklerle ve onların bağlı
bulunduğu Doğu Roma İmparatorluğuyla savaşarak almıştır. Türk kaynaklara
güvenmeyen varsa, en azından Ermeni tarihçi Urfalı
Mateos Tarihi (952-1136)'ne bakabilir. Mateos, uzun uzun Anadolu'nun nasıl
Türkleştiğini anlatır. Kaldı ki 11. yüzyıldan itibaren de, yani Haçlılara karşı
savaştan sonra da Anadolu, Avrupalılar tarafından Türkiye diye isimlendirilmiş
ve kendilerine karşı savaşan tüm Müslümanlara da Türk demişlerdir. Ancak
Türklerin bir ırk olarak değil bir millet olarak anılması çok daha öncesine
dayanır...
Eğer
Anadolu Türkler tarafından vatan edinilmiş ise Kürtlerin elinden alınarak vatan
edinilmemiştir. Bugün Doğu Roma'nın varisi olduğunu iddia edecek birilerinin
çıkıp "toprağımızı geri verin" diyebilmesi size de saçma gelmiyor mu?
Peki hiç elinden alınmamış birilerinin böyle bir talepte bulunması?..
TARİHİN KAYDETTİĞİ
Tam
bin yıldır Türk toprağı olan bölgede hüküm süren Türk beylikleri ve devletlerinden
bazıları:
Büyük
Selçuklu Devleti (Saymakla bitmez; 10.000.000 km2'ye hakim),
Irak
Selçukluları (Bugünkü Irak’ın ve Suriye’nin tamamına hakim),
İlhanlılar
(Bütün Ortadoğu'ya hakim),
Artuklular
(Başkenti Mardin),
Karakoyunlular
(Başkenti Erciş),
Akkoyunlular
(Başkenti Diyarbakır),
Memluklular,
diğer adıyla Dawla al-Turkiyya (Bütün Suriye ve Mısır’a hakim).
Afedersiniz;
kim, kimin vatanına çöreklenmiş?
ÇÖZÜM MÜ?
Etnik
anlamında aşiretler çağına dönüş, postmodern sosyal ve siyasal zevzekliklerin
allayıp pulladığı ve Türkiye ölçeğinde uygulanabilir olduğunu göstermeye
çalıştığı bir parçalama projesidir. (Bu konuda bir kitap çalışması
yapılmaktadır.)
Eğer
mesele toprak ve nüfus koparmak değilse "anayasal vatandaşlık"tan öte
çözüm yoktur. Hiç kimsenin etnik ve dini kimliğinin yanına bile uğramadan,
adını ağzına bile almadan sadece insan olmasından kaynaklı değerler üreten;
başka hiçbir şey değil sadece vatandaş olduğu için ödevler yükleyen; başka
hiçbir şey değil vatandaş olduğu için haklarını gözeten; vatandaşlarının
rengini, cinsiyetini, etnik kökenini, dinini, mezhebini dikkate almayan ve
hiçbirinin diğerine üstünlük kurmasına fırsat vermeyen; hiç bir bireyin
ekonomik çıkarlarını başka birine öncelemeyen; bir siyasi partinin %99 oy da
alsa %1'in yaşam biçimlerini ve bireysel özgürlüklerini teminat altına alan;
bütün bunları ve daha fazlasını içeren anlamda demokratik, laik, sosyal bir
hukuk devletidir. Bu, millet olmanın da şartıdır. Aksi, kaos ve çatışmadır.
Doğru yürütülememiş, inşa edilememiş olabilir, ama Cumhuriyet böyle bir
projedir...
Artık
tarih öncesinde veya ortaçağlarda yaşamıyoruz. Sadece vatandaşlık bilinci ve vatandaşlık
hukuku topluluklara bir millet oluşturma bilinci verebilir. Bireylerin
kendilerini başka kavramlarla ifade etmesi, başka özelliğini öne çıkarması;
birlikte yaşamanın, bir olmanın değil, kavganın sebebi olacaktır. Ancak,
milletin bir adı olmalıdır ama değil mi? İşte zurnanın zırtı buradadır: Bin
yıldır Türk Milleti diye anılmış bu milletin neden bugün adı değiştirilmek
istenmektedir? Daha da önemlisi empati ayağına neden insanların Türk
kimliğinden vazgeçmesi istenmektedir? Herkes millet olamamış aşiretinin ismini
yüceltirken Türk ismi neden millet olmanın önünde en büyük engelmiş gibi gösterilmektedir?..
* * *
Evet,
şu an bütün Kürtler adına hareket ettiğini söyleyen birilerinin bir "hareket"
içinde olduğu vakıadır. Kabul etmemizi istedikleri çözüm, yukarıda
niteliklerini saydığım bir cumhuriyet çözümü değil ki. Toprağı ve nüfusuyla bütünleşik
bir Cumhuriyet teklifleri yok ki...
Adamlar
resmen ve alenen toprak ve o toprakta kendi yönetimini kurma talebinde
bulunmaktadır. Nedir yani, adamların hangi tekliflerini kabul edersek çözüm
sunmuş veya çözüm kabul etmiş olacağız? İş, "Valla ben buraları vatan edineceğim. Gel sorun çıkarmadan,
paşa paşa ver" noktasına getirilmiştir. Kimse kusura bakmasın, bu çözüm
değil teslimiyettir.
Bilen varsa söylesin, tarihin neresinde kayıtlıdır ki savaşmadan, savaşı da kaybetmeden birileri birilerine vatan hediye etmiştir? Eğer bu Hükümetin "çözüm süreci" dediği şeyin sonunda böyle birşey olacaksa, bu, insanlık tarihinde de ilk olacaktır.
Herkes
bizden empati yapmamızı, başkalarına hak vermemizi bekliyor. Olayı tersine
kurmak derler buna. Siz neden Türk'ü anlamak istemiyor, ona hak vermekte bu
kadar zorlanıyorsunuz? Çözüm de çözüm diye gezinirken gözardı edilen,
edilmek istenen en önemli husus budur...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder