5 Temmuz 2013 Cuma

DERE BALIĞI SENDROMU

Bazen öylesine ümitsiz oluyorum ki şimşekler göğü yarsa, tepeme yıldırım düşse umurumda değil. Bazen ise ümitsizlik küfürdür birlikte yaşadığın bu millete deyip silkiniyorum… Silkiniyorum, ama kendime gelemiyorum. İyidir, güzeldir, ama çok mu içiyorum ayranı nedir?.. Ne yapsam ki? Cuma çıkışı Kocatepe önüne mi gitsem; "Yalakalığa çevirmeyin yaptıklarınızı, edecekseniz delikanlı gibi iman edin" diye fısıldasam kulaklara, kapatırlar mı tımarhaneye beni?.. Yoksa yetmişlik rakı devirip naralar mı atsam, kimin anası kimin avradı bunlar demeden?.. Çevrilir mi karanlıklar aydınlığa "durun, gitmeyin, gittiğiniz yol yol değil" diye bağırsam?..

Yoksa hiç konuşmasam, "sükût suretinde koyu düşer" mi benim de sesim?..

Ne yapsam, ne yapsam... Aceb eskilere dönüp kımıza mı başlasam?.. Karakitay olsam yine, "gök çökmedikçe, yer yarılmadıkça" dans etsem atlarla, çare olur mu yalnızlığıma?.. Yoksa Tarkan mı olsam, bir kurt düşse önüme, gösterse yolumu?.. Halbuki Kare Murat olsam, köşelerim belli olsa, çizgilerim aşikâr. Yine de takılmasam bre zındıkların ağına. Kahpe Bizans’ın her gördüğüm güzelini öpsem, yine de mümin olsam en hasından?.. Caiz midir erenler, alayınıza dümdüz gitsem mezhebinizi, dininizi, kavminizi ayırt etmeden?..

* * *

Ah be milletim, ne büyük "bir dara düştün herkes gider kârına", halbuki "bugün buldun bugün yerdin, hak kerimdi yarına."

Milletime şirk koşmak değil muradım ama, cevap verin ey erenler "Yarin yanağından gayri her yerde, her şeyde hep beraber" diyen bu millet nasıl oldu da geldi bu oyuna? Nasıl oldu da bu kadar meyil verdi bu dünyanın kârına?..

* * *

Ak ukala tellal iken, gönül gözün görmez iken
Cumhuri millet daha bir tomurcuk iken,
Koparmaya çalıştılar ham dalından
Kula kul olmayın demişken ta en başından…

* * *

Demokrasi dedikleri hele bir aydınlatalım herkesi iken, başka yerinden anladı hödük... Önce "Biz daha solcuyuz, daha halkçıyız" yalanıyla başlayıp görünce yeşil paraları anında, "abd" olan pek bi demokratlar paçozladı köyümü. Biri evrenselini çaldı, biri bilimine tükürdü, hoyratça talan etti şehrimi.

Marifet sayılınca uyanıklık, hazineyi araklayan bilge, işini bilen memur köşk sahibi oldu. Bir defa delmek ile delinmiş sayılmaz olunca yasalar, eleğe döndü bütün kurumlar...

* * *

Ve işte, "heyirdir?" diyen ablam
Gördü ki bağlamak gerekir ipi sağlam,
Kaykıldı yerinden bastı oyunu
Hışımla getirdi AK sandığı postunu.

Güzel günler göreceğiz, her şey güzel
Deyince gülümseyen bir adam pek de güzel,
Büyük bir iştahla üstüne alındı "heyirdir" ablam
Sandı ki bahar gelecek memlekete buram buram.

Bilmedi garibim, başına geleceği
Daha ne günler var beterinden göreceği,
balık yakaladığını zannetti dereden
Seyret ki çıkacak kokusu ahirden.

* * *

Çocukken de yakalamıştı bir balık dereden
Ve ne güzel beslemişti elleriyle narinden,
Gün geldi büyüdü bizim balıkçık
Bir de baktı ki bu balık pek de garipçik.

Balık desen balık değil, ayakları var
Hiç uyutmaz gürültülü bir vıraklaması var,
Anladı ki bu bir kurbağa, pek de yanılmış
Balık sandığı evine ne de pislik dağıtmış.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder