22 Ağustos 2013 Perşembe

ANADOLU TÜRKLERİNİN HAYALLE İMTİHANI

Suriye ve Mısır’dan sonra bir açık eleştiri de Irak’tan geldi. Ahmet Hakan’ın yerinden yazdığına göre Iraklı yetkililerin şikâyetleri şöyle: İstihbarat elemanlarımız Irak’ın içişlerine karışıyormuş. Teröristleri eğitiyor ve her türlü desteği veriyormuşuz. Irak yargısının aradığı adamları koruyormuşuz… Adamlar bilmiyor mu sanki, bütün yasalarımızın “terörist” dediği ve Türk yargısının aradığı adamları da sağ salim dağlarına kavuşması için elimizden geleni yapıyoruz...
* * *
Ortadoğu’daki şii unsurları temizleme ve İran’ı kendi sınırlarına hapsetme, yalnızlaştırma işi Eşbaşkanı olduğumuz BOP’un bir gereğiydi. Bunu farkettiğinden beri İran’la aramız bozuk... Azerbaycan’la aramız 10 yıldır limoni...

Suriye’de El-Kaide ve türevleriyle işbirliği halindeyiz. Ellerinde silahlarla bizim topraklarımızda, bizim kaymakamlık makamımızda poz verebiliyorlar. Tekbir eşliğinde şii kafası kesen, insanların ciğerlerini söküp kendini Allah’a yakınlaştıran Özgür Suriye Ordusu ile dostuz. Ki bu ÖSO’cular Adana’da sarin gazıyla geziyorlardı. PYD ile ara sıra dost, ara sıra kavgalıyız. Bir şekilde bütün terör örgütleriyle resmi olarak bir ilişkimiz var...

Mısır’da olup bitenler bizim BOP’umuz değilmiş gibi sağa sola saldırıyoruz. Eşbaşkanlığı elimize yüzümüze bulaştırmamızla oluşan tablo karşısında işi olağan düşmanlara, İsrail ve benzerlerine atıp iman tazeleme peşindeyiz... Bunu seçmen yiyebilir de, dünya yer mi acaba?

Irak’ın merkezi hükümetiyle, hükümetin başı şii olduğu için kavgalıyız. Irak’ın kuzeyi, yıllarca toprağımıza ve insanımıza kastetmiş teröristlerin yatağı iken komşularımız içinde aramızın iyi olduğu tek yer. Ki orada Türkmenler katledilirken gıkımız çıkmıyor. Öldürenlerin dostumuz, öldürenlerin şii olmaları sesimizi çıkarmamamız için bir neden belki, ama sanırım Hükümetimiz için ölenlerin Türk olmaları yetiyor ses çıkarmamak için...


* * *
Bütün Müslüman komşularla kavgalı iken nasıl bölgenin en iyisi olacağız da İslam alemine liderlik edeceğiz? Yapabileceğimizi düşünenler var. Olgulara ve dış politika gerçeklerine değil hayallere inanan. Başbakan, içeride Davutoğlu ve benzerleri, dışarıda BOP’çuların gazıyla Yavuz Selim zannediyor kendisini. Bütün şiileri temizleyecek, sünni alemini birleştirecek, yeniden halifeliği canlandıracak ve kocaman bir Sünni İslam imparatorluğu kuracak. İslamcılığı Erdoğancılıkla eşleştirmiş kimi İslamcı yazarlar yandaşlarını buna hazırlıyor ağırdan ağırdan...
* * *
İçeride yasaların terörist dedikleriyle kankayız. Dışarıda sivil katleden, ciğer yiyici teröristleri besliyoruz. ABD İsrail’in bir numaralı dostu. Biz İsrail’le kavgalıyız, ama ABD BOP’unun eşbaşkanıyız. Yine de Allah için, Müslümanlar için, hatta tüm insanlık için savaşıyoruz. Bayağı enteresan bir ilişki...

Bu süreç kimi nereye sürükler bilmiyorum. Ama Türkler bu akıl tutulmasına ilk seçimde dur demezse ne olacağı üç aşağı beş yukarı belli. Necmettin Erbakan ölmeden bir süre önce şöyle demişti, “Bundan önceki seçimlerde daha iyi mi yönetileceğiz, daha kötü mü yönetileceğiz seçimi vardı; bu seçim ise var mı olacağız, yok mu olacağız seçimidir (...) AKP’ye oy vermek, cehenneme bilet almak gibidir.”

Cehenneme bilet alma kısmıyla ilgilenmiyorum, rahmetli bu tür şeyleri iyi kullanırdı. Ama meselenin dediği gibi, iyi mi yönetileceğiz, kötü mü yönetileceğiz olmaktan çıktığı ve var mı olacağız, yok mu olacağıza dönüştüğünü görmek ve göstermek lazım.

Bu içeride son gelinen noktada komşuyu komşuya ispiyonlatan, dışarıda binlerce kilometrelik sınırlarımızı güvenilmez hale getiren, dostu geçtik selam alacak komşu bırakmayan, ulusaşırı taşeronluk politikaları yıllar sonra tarih kitaplarına “Anadolu Türklerinin Tarih Sahnesinden Çekilişi” başlığıyla girebilir.


* * *
Toplam 8 sezon sürmüş, tüm dünyada izlenme rekorları kırmış 24 adlı dizinin her sezonunda bir terör eyleminin kahramanımız Jack Bauer (Polat Alemdar, berbat halde çakma bir Jack Bauer’dır) tarafından sonlandırıldığını izleriz. Dizi, hukuki ve ahlaki ilkelerden taviz vermeyen Amerika reklamıdır aslında. Ama kendini çimdikleyerek yapar bunu. Bazen first lady, bazen başkanın çocuğu hukuk dışına çıkmakta ve ihanet edebilmektedir. Bazen de Başkanın bizzat kendisi vatan haini olabilmektedir... Dizinin birçok sezonunda teröristler Ortadoğulu Müslümanlardır. Her defasında kahramanımız olayı çözer ve gösterir ki arkalarında Amerikan derin yapılanmaları vardır. Birinde de Müslüman teröristlerin arkasından Rusya ve Amerika’daki işbirlikçileri çıkar. Müslüman teröristler inanarak yaparlar işlerini. Sadece biri gerçeği bilir, o da çoğu zaman para için yapmakta, diğerlerini aldatmaktadır. Gel gör ki işin ucu Amerika Başkanına da uzansa Jack Bauer affetmez...


* * *
Sahi o kadar terörist grup o kadar silahı nasıl satın alıyor? Kimyasal ve biyolojik silahları bile olan bu teröristler hangi paralarla temin ediyorlar bunları? Binlerce üyesi olan bu örgütler o kadar insanın geçimini nasıl sağlıyor?

Adana’da sarin gazıyla gezinen ÖSO’cular ne oldu? Ucu nereye dayandı ki medya bu işin peşini bıraktı?..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder