31 Ekim 2014 Cuma

AÇLIKTANDIR ÖLDÜĞÜMÜZ


Dünya lideriyiz hamdolsun! Neyimiz eksik ki? Başucumuzda şehidimiz, yer altında asgari ücretlimiz. Eksik olmazlar ve “sağol”mazlar ikisi de…

Neyimiz eksik ki? Aylardır maaş vermese de, iki lokmayı çok görüp kârını maksimize edecek sermayedarımız. Gönlü de, cebi de Karun kadar zengin yöneticilerimiz. Firavuna nispet yapan saraylarımız. Yer altında ölenlerin hayalinde bile telaffuz edemeyeceği rakamlara mal ettiğimiz saraylarımız, orman öldürerek hem de. Dünya lideriyiz hamdolsun! Belli değil mi vahşi doğayı ehlileştirdiğimizden?

Dünya lideriyiz hamdolsun! Devlet, kendi açıkladığı açlık sınırı rakamlarının altında ücret vererek yer altına sokar insanını. Ölünce yerin altındaki yüzü kara, alnı ak; adı ak vicdanı kapkara Bakanı açıklama yapar: “Çok güzel öldüler.” Başbakanı açıklama yapar: “Ayaklar baş olursa kıyamet kopar”.

Dünya lideriyiz hamdolsun! “Geçmiş olsun”u eksik etmeyiz başına bir şey gelenin. İster Myanmar’da olsun, ister Filistin’de. Yeter ki Musul-Kerkük olmasın, Telafer olmasın gönülden çok uzakta. Dilimiz uzanır her yere hamdolsun. Yakınsa eğer yerin dibine girenlerimiz, ayaklarına kadar gideriz hatta. Her ne kadar 5 bin koruma götürsek ve kalbi dağlanmışları tekmelesek de, dünya lideriyiz hamdolsun!.. Ama olsun, çok duyguluyuzdur hamdolsun! Bakanımız iki gün üstüste aynı gömleği giydiği için gazetecimizin gözleri dolu dolu olur. Bazen ağlarız hatta “çok koşturuyor, eridi civanım” diye.

Uzatmanın anlamı yok. Biz buyuz! Dünyanın en küçük vicdanına sahip olsak da, değil mi ki dünyanın en büyük sarayı bizde? Dünya lideriyiz hamdolsun! Neyimiz eksik ki? Başucumuzda şehidimiz, yer altında asgari ücretlimiz.

Su baskınından mı öldüler zannediyorsunuz? Açlıktan öldüler göz göre göre. Saray düşkünü Firavunların açlığından!

Toplu madenci mezarı

29 Ekim 2014 Çarşamba

DARBE VAAAR


“Darbe yapacaklardı” deyip orduya darbe yaptılar. MİT’in başına bir astsubay emeklisini getirip generallerin o astsubaya tekmil vermesini sağladılar; MİT’e darbe yaptılar. Yetinmediler, muhalif gazetecileri ya içeri attılar, ya kovdurdular. Hep beraber, dedesi yaşındaki medya patronunu nasıl ağlattığını dinledik. Üç-dört az okunan gazete, bir-iki neredeyse seyredilmeyen teve dışında hepsi hazretin emrindeyken, AKP resmi yayın organı gibi yayın yaparken, “basının ne kadar da darbeci” olduğu algısını oluşturup basına darbe yaptılar. Hırsızlıkları ortaya çıkınca, çıkaran polisleri “darbe yapıyorlar” diye topladılar, topluyorlar. Teröristlerle “devlet” imişler gibi müzakere yapıp terör algısına darbe yaptılar. Teröristlerin oturulup anlaşılabilecek insanlar olduğu algısı oluşturup “terör” kavramına darbe yaptılar. Cari açık Cumhuriyet tarihi rekoru kırmışken “IMF’ye borç veriyoruz” yalanıyla ekonomi anlayışına darbe yaptılar. Sayacak çok şey var darbe yaptıkları. Din algısına da darbe yaptılar mesela. Şehit gelmemesini iyi bir şey gibi sunup “vatan” duygusuna darbe yaptılar mesela…


Her darbe yaptıklarında millet ne güzel şeyler yaptıklarını söyleyip alkışladı. Buldukları her platformda otuzaltı etnik unsur sayıp milletin birlik ve beraberliğine darbe yapmışlardı oysa... Yıllardır o kadar laf ettim ki, şimdi ne desem de kendi nefsime darbe yapsam acaba?..