28 Temmuz 2014 Pazartesi

İYİ BAYRAMLAR ÇÖPÇÜLER KRALI


Kemal Sunal-Şener Şen ikilisinin oynadığı filmler toplumu, yani ortalamayı resmeden, görün ve halinize gülün eşşeoğlu eşşekler diyen filmlerdir. Tosunpaşa, Davaro, Kibar Feyzo, Çöpçüler Kralı gibi filmler ve diğerleri… Bunun yanında ortalama kültürü resmetmekten öte yücelten, “en hakiki öz sizsiniz, harika insanlarsınız” diyenler var. İbrahim Tatlıses filmleri ve müziği gibi. Ortalama kültür kutsanırken “ben de isterem” diyen şımarık ve küstah, alabildiğine cahil bir köylülüğün yüceltilmesidir Arabesk. Turgut Özal zamanında tavan yapmış, teşvik edilmiş, bu millete atılmış en büyük kazıklardandır. Bu konuda mükemmel bir anlatım önerebilirim: Nurdan Gürbilek’in “Kötü Çocuk Türk” adlı, Metis Yayınlarından çıkan eseri…

Çöpçüler Kralı (Umur Bugay’ın yazdığı, Zeki Ökten’in çektiği, Cahit Berkay ve Özdemir Erdoğan’ın müziğini yaptığı) ortalamayı resmeden harika bir filmdir. Sosyologların boşuna uğraşmasına gerek yok o dönem için. Çırılçıplak resmetmiştir günün halini.

Bayramda mutlaka bir teve kanalında yayınlanacaktır. Başka gözle seyretmek lazım. Yazıyoruz yazıyoruz feys gaztesine anlatamıyoruz, bari filmleri başka gözle seyredelim artık…

– Yazdım ben bunu gazteyee.
– Yaz amca yaaaz
– Yiyip yiyip atıyorlar. Bunu da yazacam gazteye.
– Yaz amca yaz. Benden de selam söyle.
– Yaza yaza Hükümeti devirdi valla.

– Vururuz billa. Büyük abimin altı ayı var… Bacımı alacam diyerekten aradı pezevenk anadın mı, sonra vazgeçti.
– Vay itoğlu it.
– Memlekette olsa temizlerdik ama herif zabıta.
– Benim de canıma okuyor eşşeoğlu eşşek, vurun gitsin!

Dedikleri şudur ki: “Ne gülüyorsun? Anlattığım senin hikâyen!”

Ekmelettin İhsanoğlu mu, Tayyip Erdoğan mı diye düşünürken geldi aklıma. Toplumu anlamakla onu yüceltmek arasında okumuş yazmışların bir fark yaratıyor olması gerek diye düşünüyorum. Eğer ortalamayı anlamak ama muasır medeniyet seviyesine ulaştırmak istiyorsanız İhsanoğlu’nu deneyelim diyorum. Ama ortalamayı kutsamak istiyorsanız bu konuda Erdoğan’dan iyisini bulamazsınız. En iyi dostlarına bakın, İbrahim Tatlıses de var onun içinde. “Ben de isterem” kıvamında lümpen, paçoz, cahil; “Cahilim ama para bende… Cahilim ama iktidarım, ne habeer” kültürü...


24 Temmuz 2014 Perşembe

ERDEMSİZ HUKUK DEVLETİ

Önce AKP, ABD, The Cemaat koalisyonu TSK’ya kumpas kurdu. Araya bir iki şaibeli tip de soktular ki onlar üzerinden suçlu üretebilsinler. Muhalif gazeteci ve televizyoncuları kovdurttular, kimisini içeri aldılar. Tamamen hukuku rafa kaldıran bir süreçti o süreç. İnsanlar öldü, intihar etti, aileleri perişan oldu… Toplum Kemal Sunal-Şener Şen filmi seyreder gibi seyretti, çoğu zaman yaptığı gibi…

AKP diğer ortaklarına rest çekince ortakları birden düşmana dönüştü. Oysa The Cemaat mensupları her şeyi Tayyip beyin kimi zaman emri, kimi zaman izniyle yapmıştı. Ali Fuat Yılmazer aylardır televizyonlarda bağırıyordu: “Her şeyi Başbakanın emriyle yaptık.” Mahkemeye verdi mi Başbakan? Vermedi! Onun yerine sahur vakti kelepçe taktırdı…

The Cemaat mensuplarının ister emirle, ister inisiyatif kullanarak hukuk dışı işler yapmış olmaları onları masum yapmaz. Ama öncelikle emir vereni yapmaz. “Beni 12 yıl boyunca kandırmışlar” diyen adamı devlet adamı hiç yapmaz. Kukla yapar, cahil yapar, bir sürü şey yapar ama yapmayacağı tek şey devlet adamlığıdır…

Bugün The Cemaat mensuplarına operasyon yapılıyor. Bu da tamamen hukuk dışı ve ahlak dışı yöntemlerle yapılıyor. Toplum yine “Davaro” filmi seyreder gibi seyredip, yine “Tayyip haklı” diyor…

Kimin kimle, hangi yöntemlerle savaştığı önemli mi? Elbette önemli! Hadi belli ki laik ve sosyal olmaktan geçmişiz, olan ağır aksak yürüyen, yarım yamalak olan, payanda tutulması gerekirken dibine dinamit bağlanan hukuk devletine oluyor. Kurumları iğdiş edilmiş, kurumları birbiriyle mücadele eden bu ülkede hukuk devleti olmazsak ne olur ki, o da neymiş derseniz Mısır’a bakın, Suriye’ye bakın, Irak’a bakın, İsrail-Filistin’e bakın derim… AB hayalleri kurarken Ortadoğu Ligi’ne uyanınca “şok olduk sayın seyirciler” demeyelim lütfen, çok kırılırım…