2 Ağustos 2013 Cuma

BADEM ORDU SARKIK ORDUDAN EVLA MIDIR?

Sahte Çürük Raporu davasının gerekçeli kararında, hâkim bey içindekileri kusmuş ve Türk askerlik sisteminin ne kadar insanlık dışı olduğunu raporlamış. Herhalde birçok insan gibi hâkim beyin askerliği de kötü geçmiş. Babası mı tatil kıvamında geçeceğini söyleyip kandırmış bilmiyorum, ama bir hayal kırıklığı içinde olduğu kesin...

Türkiye’de askerlik, kölelik ve angarya imiş (ki Anayasa angaryayı yasaklıyormuş). Avrupa’da hiç böyle değilmiş. Elin memleketinde herkes paşalar gibi askerlik yapıyor, üstüne para bile kazanıyormuş. Türkler, askerlere para vermediği gibi, ekonomi için en verimli çağında insanları askere alıyormuş. Askerdeki nüfus hariç, resmi rakamların yüzde 9.2, ekonomistlerin yüzde 12-13 dediği işsizlik oranları hâkim efendinin anlayacağı şeyler değil anlaşılan...

* * *
Hükümetin yıllardır düşündüğü, kamuoyunda tartışmaya açtığı biçimde bir askerlik Hâkim beyin istediği biçimde bir askerlik olur mu şimdilik bilmiyorum, ama Hükümetle Hâkim beyin aynı amaca hizmet ettikleri belli. Ayrıca Genelkurmay Başkanlığı tarafından hazırlanan Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Yasa Taslağı’nın da Hükümetin isteğiyle yapıldığı besbelli. Bu taslak yasalaşırsa artık subay ve astsubay olmak için “sadece Türk vatandaşı” olmak şartı yerini “Başka ülkenin vatandaşları da aynı zamanda Türk vatandaşı ise...” şartına bırakacak. Ne var ki bunda, İngiliz vatandaşından bilmem ne bakanı, Amerikan vatandaşından Başbakan olunduğu bir yerde başka bir ülkenin vatandaşı da Genelkurmay başkanı olabilmeli, diyebilirsiniz... Bir yandan askerlik angarya diye düşünürken, bir yandan devşirme askerlik sistemine geçme hazırlığında mıyız acaba?



Metehan’ın sarkık bıyıkları

Ona ait olup olmadığı, sözün böyle söylenip söylenmediği tartışmalıdır ama Bilge Kağan’a atfedilen (d.684 – ö.734) meşhur sözdür: Ey Türk! Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe, senin ilini ve töreni kim bozabilir!.. Evet Bilge Kağan, sence kim bozabilir?..

Metehan, neden babası tarafından Yüeçilere rehin gönderildiğini anlayacaktır: Babası Teoman, Metehan yerine Çinli eşi Yenşi’den olan oğlunu tahta çıkarma planları yapmaktadır. Oysa Türk töresine göre, Türk bir kadından doğma birinin tahta geçmesi gerekiyordu ve Teoman Metehan’ı dışlayarak bu töreyi çiğnemekteydi (Bu töreyi bozanlar için bkz.: Anadolu Türkleri). Neticesinde, babası dahil bütün aileyi öldürüp nasıl Kağan olduğunu tarih kitapları ayrıntısıyla yazmaktadır. Sonrasında Metehan, kendisinden 2200 yıl sonra bile örnek alınan disiplin, düzen ve itaat üzerine kurduğu ordu ile büyük bir güç haline gelmiştir. Bunu yaptığında, yıl İsa’dan önce 209’dur.

Metehan’ın ırkçı biri olduğunu söyleyebilirsiniz. “Bu devirde böyle şey mi olur” diyebilirsiniz. Ancak bunu derken, mesela “Tansu Çiller’i ABD Başkanı yaparlar mıydı?” sorusunu da cevaplamanız gerekebilir...

* * *
Sağa sola kıvırmanın anlamı yok. Yapılmak istenen, Fuhuş Çetesi, Ergenekon ve Balyoz gibi belgelerinin uydurukluğuyla her tarafından dökülen davalar bahane edilerek 2222 yıllık bir askeri yapılanma geleneğini değiştirmektir. Hüseyin Çelik’in sarkık bıyık yerine badem bıyık istemesinin nedeni sayısız ödül sahibi Albay Levent Göktaş’ın bıyıklarına gıcık olması mı dersiniz? MHP’liler mi? Türkeş’in bıyığı yoktu. Bahçeli’nin de yok. Tanıdığım MHP’lilerin yüzde 90’ında da yok. Ama o sarkık bıyıkların kaç bin yıldır neyi temsil ettiğini Çin kaynaklarına bakarak anlayabilirsiniz...


Ermeni tarihçi Urfalı Mateos (952-1136), “çekik gözleri, uzun saçları ve sarkık bıyıklarıyla geldiler” diye kimi anlatıyor dersiniz?

* * *
Badem bıyıklılar gibi kıl fetişisti değilim. Bıyık bırakmayı da sevmiyorum. Ama kıla karşı olunacaksa bunu kılı kutsallaştıranların yapması komik olur. “Yüzüne sürersen cennete gidersin” küfrünün içinde boğulurken sarkık bıyığa laf etmek neyin nesidir? Hüseyin Çelik ve gibilerinin ellerine geçen her bahanede, her fırsatta Türklüğe amiyane tabirle “geçirme” dertleri var; artık dertleri, yaraları ne ise, kıldan tüyden bahane bile bulabiliyorlar. Hem tarihsel anlamda hem de güncel anlamda Türklükle bir sorunları var. Bakmayın “ecdadımız” deyip durmalarına; ecdattan kasıtlarının içinde asla Metehan yoktur. Hava atmalarına bakmayın; Alp Arslan, Selçuk, Çağrı gibi Türk isimleri de yoktur…

Hangi dini, tarihi, kültürel saçmalıklar bu ülkede Türk yokmuş gibi davranılmasını gerektiriyorsa, hangi saçmalıklar badem bıyığın sarkık bıyıktan evla olduğunu öğütlüyorsa, bunun büyük bir yanılgı olduğunu acı bir biçimde tecrübe etmeyiz umarım. Herkesin aşiretiyle övündüğü, aşiretine dini, kültürel, askeri tarih yazma peşinde olduğu bir dönemde “Türküm” demenin ayıp, utanılası, iğrenç bir şey gibi sunulması, bilinçaltına yerleştirilmeye çalışılması Türk’ün kaldırabileceği birşey zannediyorsanız, yanılıyorsunuz...

Badem bıyığı hangi hâkimlerin, hangi din soytarılarının, hangi siyasilerin meşhur ettiği cümle alemin malumudur. Ama o kaşımaya çalıştığınız sarkık bıyıkları meşhur eden bugünün çocukları değil, Metehan’dır. Metehan imgesinin dalga geçebileceğiniz bir imge olmadığını ve sarkık bıyığın hafife alabileceğiniz bir simge olmadığını kaç bin yıllık tarihe bakarak göremiyorsanız, şimdi görmek için de can atmamalısınız bence...


* * *
Vatandaş: Şehit cenazesi görmek istemiyoruz…
Başbakan: Askerlik herhalde yan gelip yatma yeri değil…

Ben: Badem bıyığın sarkık bıyıktan evla olduğunu ima bile edenler haindir!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder