Adam
resmen (çünkü Başbakan) ve alenen (çünkü neredeyse bütün tv kanalları canlı
yayınladı) hepimizle dalga geçti. Millet alkışlamaktan helak olacağı sırada elini
kaldırıp "durun, siz bana lazımsınız” diye önledi helakı. Esti gürledi. Bana
küfretti, sana küfretti, ona küfretti. Bize küfretti, size küfretti, onlara
küfretti. Ama “aziz millet”ini göklere çıkardı. Aziz millet, yani oy verenler. Ben,
sen, o? Besbelli ki kendisine oy vermeyecek herkesi ‘vatan haini’ ilan edecek. Demedi
demeyin, eğer istediği oy oranına ulaşırsa bununla ilgili yasalar çıkaracak. “Gündelik
rutin ses kayıtlarımızı yayınlamaya başladılar. 28 Şubat’tan daha ahlaksızlar”
dedi. “Aziz milleti” alkışladı. Kimse sormadı, “madem rutin, madem devlet
adamının görevlerinden biri de bu, niye kırmızı kırmızı bağırıyorsun be usta?”
Kimse demedi!.. İnternet yasasıyla nasıl CeHaPe ve MeHaPe’yi koruma altına aldıklarını
izah etti. Çok karmaşık bir denklem olduğu için ben anlamadım, ama etti işte.
Kabataş’taki olaya da değindi. Olay? Evet evet, kesinmiş meğer. Ahlaksızlıkla,
vicdansızlıkla suçladı inanmayanları. “Bu iş inanmak meselesi miydi bilmek
meselesi mi usta?” demedi kimse. Hadi inanmak meselesi olsa bile “Sen Tanrı
mısın ki sırf sen dedin diye inanalım be usta?” demedi kimse. Tanrı’yı
alkışlamak caiz değildir elbette, ama alkışladı “aziz millet”, bir “lebbeyk”
edasıyla alkışladı. Başörtülü olmasa o hanım kardeşi, başı açık bir kadın maruz
kalsa yeri göğü inleteceğimizi bir tabiat kanunu olarak düzenledi. Bilmiyorum
yani, o kadar emindi ki ya vahiydir inananlar için ya da tabiat kanunu. “Aziz
milleti”nden biri de çıkıp demedi “Ali İsmail’in başı açıktı, gönlü açıktı,
yüzünden gülücük eksik olmazdı. Ama öldürdünüz be usta. Hem de erkeklik
zannederek. Hem de döve döve.” Kimse kalkıp da demedi sen “başıörtülü bacım,
başı açık diğerleri” ayrımı yapamazsın. Bu bölücülüktür, bu küfürdür, bu
şirktir, bu kanun dışıdır, bu namus dışıdır.” Demedi kimse. Demedi ve öyle
alkışladı ki koca salon zangır zangır titredi. Deprem oluyor sandım. “Sanma,
inan” dedi. “Görürsünüz kesecem hepinizin kirli topunu. Bebeğinize iğne
batıracam. Yeri yerinden oynatacam. Gösterecem hepinize gününü” dedi ve gitti.
Kıyameti haber verdi inanmayanlarına. Müjde sanıp alkışladı “aziz millet”i. O
kadar kumpasa, o kadar hırsızlığa, o kadar adaletsizliğe, o kadar yüzsüzlüğe
ancak böyle bir alkış yakışırdı: Elleri kururcasına…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder