8 Ağustos 2014 Cuma

HİÇ DE ÇIKAR İÇİN DEĞİL

Halkımızın kendi çıkarlarını gözeterek oy verdiği düşüncesi bir efsanedir. Çıkar oyları %10'u geçmez. Bu, sadece AKP'ye özgü bir şey değil ayrıca. Özal'a da en yakın tiplerdi bunlar, ki zaten o'nun icadıydı. Çevreleriyle birlikte %10'luk bir oyları vardır. Bunlar, küçük çaplı sermayelerini nasıl bir uyanıklıkla büyük sermayeye çevirebileceklerini düşünen sonradan görme tiplerdir. Ahlaki ilkeleri yoktur. "Nasılsın?" diye sorduğunda "hamdolsun" demeyi ahlak zanneden, teşekkür etmeyi bilmeyen, şahsiyet olarak münafık tiplerdir. Daha çocukken babasıyla Cumaya gitmeyi öğrenmiş, Cuma dönüşü müşteri veya devlet nasıl kazıklanırı öğrenmiş, ticareti uyanıklık zanneden ahlaksız tiplerdir. Kültür seviyeleri eskilerin "Ankara ve İstanbul görmüş" olmağına denk gelir seviyededir.

Menfaati olmadığı halde oy verenler? Onların seviyesi Tayyip Penisilvanyayı "ortaokul mezunu" diye aşağılarken de İhsanoğlu'nu "Üç dil biliyormuş. Hııh!" diye çok da tındı kıvamında zikrederken de "yuuh" çeken, kendisini Tayyip'te gören, kendisini Tayyip'le özdeşleştiren insanlardır. Kendisinden biri Başbakan'dır işte, daha ne isteyecek ki! Kendisinden biri Cumhurbaşkanı olacak, daha ne olsun yahu!.. Tayyibin bütün başarısı burada. Halkı bu noktaya getirdikten sonra rest çekti zaten bütün ortaklarına. Meydanda konuşurken halk yalan söylediğini bilmiyor mu? Gayet de iyi biliyor! O platformda yüksekten halka seslenirken o değil aslında. Onu dinleyen halktır konuşan, o yalanları söyleyen. Sonuna kadar o halkın kendisidir Tayyip...


Tayyip efendide ne devlet adamlığı ne de bir aydın sorumluluğu olmadığı için çok hoyratça kullanıyor halkın zavallılığını. Halk okusun, öğrensin, ahlak sahibi olsun, üretim yapsın, ülkesi için sorumluluk sahibi olsun diye okutulmuyor artık. Boşuna mı her tarafa kendi okuduğu okuldan açmak istiyor? Halkın da tek derdi var artık: Durumunu başına kakmayacak, kendinden birinin devleti yönetiyor olması... Gerçekler acıdır, halk da acıdır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder