Elli yıl sonra bugünleri tarih kitaplarından okuyan, ama illa ki kendisini halâ
Türk Milletinin ferdi olarak hisseden birileri kalmışsa, size çok pis
küfredecekler. Ben bugünden ediyorum. Üstüne alınan varsa beri gelsin…
Yasa yapan iki ayyaştan sayamam kendimi, haşa! Bir de şu var ki ne Mehmet Akif’im, ne onun sevgili arkadaşı, kardeşi ayyaş Neyzen. Atatürk’ün “Artık öğrensinler Kur’an ne diyor. Hele çevir şunu Türkçeye” dediği Elmalı Hamdi hiç değilim. Ama çok pis hissederim. Biliyorum işte, fena küfür yiyeceksiniz!
Biliyor musunuz 90 yıl önce neler olduğunu? Vahdettin, belki iyi niyetliydi, belki çaresizdi ama öngördüğü çözüm hainceydi. Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi, Kuva-yi Milliye’yi İslamiyet ve vatan düşmanı ilan ettiği gün sizin gibiler eyvallah demiş, uymuştu o fetvaya. Hikâye zannediyorsun değil mi, eğer okuduysan lise sona kadar? Sana lisede anlatmadılar Fahrettin Paşa’yı bilirim. “Halifenin de, Şeyhülislamın da canı Cehenneme; yayınladıkları fetvanın da, teslim ol diye gönderdikleri emirlerin de” deyip Medine-i Münevvere'yi savunan, altı ay çekirge yiyen Malta sürgününü? Ümmet diye yanıp tutuşuyorsun ya, İslamiyetin doğup büyüdüğü ülkenin adı niye ARABistan düşündün mü hiç? Fahrettin Paşa'nın İngiliz ve onun işbirlikçisi Arap’a teslim etmemek için kılıcını, gidip Peygamberin mezarına bıraktığını bilmiyorsun. Sen busun işte! Bilmez, iman edersin! İnsanın, hayatında en zor işidir bilmek ve en kolayıdır inanmak. İşte bunda üstüne yok! İşte bunu çok iyi biliyorsun! O kadar tembelsin ki bilmek zor geliyor. Hem yalaksın, hem salak! Küfredecek torunların. Bilmiyorsun, göremiyor, hissedemiyorsun bunu…
Ey aziz Türk Milleti, zoruna gidiyor mu söylediklerim? Gitsin diye söylüyorum
zaten! Zoruna gitsin de belki titrer kendine gelirsin…